Başkaları Benim Hakkımda Ne Düşünüyor?
- İlayda Korkutmaz
- 2 Oca
- 2 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 3 Oca
“O başarısızın teki.”
“Ben işe yaramaz, boş birisiyim.”
“Senin kişiliğin çok zayıf.”
"Başkaları benim hakkımda ne düşünüyor acaba?"
Kendi kafamızda başkalarının kişiliklerini değerlendirmenin hem kendimiz, hem de karşımızdakiler için birer bedeli var. Birisinin kişiliği hakkında değerlendirme yaptığımız her an, aslında kendimizi bir mantık hapsine sokuyoruz, çünkü düşüncelerimiz her zaman “tutarlılık” ilkesine göre hareket eder. Örneğin, bir tanıdığımızın çok dikkatsiz, umursamaz bir kişiliği olduğunu düşünüyor olalım. Tutarlılık ilkesine göre hareket eden düşüncelerimiz, o tanıdığımızın yaptığı çoğu davranışı görmezden gelerek yalnızca onun dikkatsizlik ve umursamazlıklarını görecek. Biz o tanıdığımızın yalnızca bu taraflarını gördükçe, o ne yaparsa yapsın biz onun diğer davranışlarına kör olacağız ve sonunda o bir bıkkınlıkla pes ederek, ne yaparsa yapsın hiçbir şeyin bizim tarafımızdan görülmediğini fark ederek gerçekten de yalnızca dikkatsiz ve umursamaz davranışlar gösterecek; hatta öyle birisi olduğuna inanacak.
Aynısı bizim için de geçerli: eğer kendimizin kişiliği hakkında bir değerlendirme yapıyorsak, düşüncelerimiz yine tutarlılık ilkesine bağlı kalıp geçmişimizdeki yalnızca bu düşüncemizi destekleyen davranışlarımızı görecek ve diğerlerine kör olacak. Bu yüzden şu anki davranışlarımız da o inandığımız kişilik değerlendirmemize paralel olarak gidecek. Başarısız birisi olduğumuza inanıyorsak yalnızca geçmişteki başarısızlıkla sonuçlanan davranışlarımızı göreceğiz, bir tane bile başarı getiren davranışımız varsa onu yok sayacağız ve şu anki davranışlarımızın da bu düşüncemizle tutarlı olması için adeta her adımımızı başarısız bir sonuç bekleyerek atacağız.
Yani aslında garip ama, birisinin kişiliğini nasıl değerlendiriyorsak, ondan bu değerlendirmemize uyan davranışları görmeye mahkumuz. Aynı şekilde, birisi bizim kişiliğimize nasıl bir değer biçtiyse bir süre sonra bizden o değere uyan davranışlar görmeye mahkum. Biz kendi kişiliğimizi değerlendirdiğimizde de kendimizi bu döngüye sokmamız ve olduğumuzu düşündüğümüz kişiye dönüşmemiz kaçınılmaz.
O zaman bu mantık hapsinden çıkabilmek için şunu hatırlayabiliriz: ne ölçülebilir, ne ölçülemezdi? Kişilik, bizim tarafımızdan ölçülebilir miydi?
Konu ile ilgili diğer yazılarımı okumak için aşağıdaki linklere tıklayıp daha fazla içgörü sahibi olabilirsiniz:

"Ankara uzman çocuk psikoloğu" veya "Ankara Çocuk Psikoloğu Önerileri" arayışınız varsa, Ankara'da bulunan "çocuk psikoloğu Ankara" "çocuk ve ergen psikoloğu" İlayda Korkutmaz Temiz ile iletişime geçebilirsiniz. "Ankara pedagog", "Ankara en iyi pedagog", "Ankara çocuk terapisti" veya "Ankara en iyi çocuk psikoloğu" gibi ifadelerle de bir uzman arıyor olabilirsiniz. Pedagoglar ve psikologlar birbirinden farklı meslekler olsa da benzerlikleri de bulunmaktadır ve bu benzerlikler bazen ailelerin kafasını karıştırabilmektedir. "Ankara pedagoji" veya "Pedagog Ankara" ifadeleriyle çocuğunuzla yaşadığınız zorlanmalara çözüm arıyor olabilirsiniz. "Oyun terapisi Ankara", oyun terapileri size ve çocuğunuza "Ankara öfke kontrolü çocuk psikoloğu", "Ankara çocuklarda dikkat eksikliği terapisi", "Ankara kaygı bozukluğu çocuk terapisti", "Ankara çocuklar için travma terapisi", "Ankara çocuklarda özgüven sorunu terapisti" gibi konularda yardımcı olabilir ve çocuğunuzun psikolojik iyi oluşunu sağlayabilir.
Comments